İstanbul, Beşiktaş'ın tarihi semtinde yer alan bu rezidans projesi, Boğaz'ın güzelliği ve dinginliği düşünülerek tasarlandı. Avrupa'da, Asya'ya bakan konumuyla proje, Japandi stilini canlandırmak için mükemmel bir ortam sunuyordu. Doğal malzemeler ve sade çizgiler, tıpkı Boğaz'ın Anadolu ve Trakya'ya yaptığı gibi, dünyanın iki farklı yakasının -İskandinavya ve Japonya- en iyi yanlarını bir araya getirerek, tüm mekanlarda dingin bir minimalizm yaratıyor.
İstanbul'un en eski semtlerinden biri olan Beşiktaş, Sefarad'dan Ermeni'ye, Türk'e kadar uzanan büyük bir tarihi geçmişe sahip olup, bu özelliğiyle sanat ve kültür için mükemmel bir lokasyondur.
Bosphorus House, geçmişten ve günümüzden ilham alınarak, mutfaktan banyoya, yatak odasına kadar projeye özel olarak üretilen özel yapım parçalarla tasarlandı.
Minimalizm ve işlevsellik, doğal ahşap, sade tonlar ve yumuşak tonlarda bir araya gelerek, Japandi tarzında minimal ama özenle tasarlanmış mekanlar yaratıyor. Avrupa yakasında yer alan konutun yerden tavana pencereleri, İstanbul'un Asya yakasından büyüleyici manzaralar sunarken, Boğaz'ı tepeden görmenizi sağlıyor.
Daire şu adreste yer aldı: Yaşamak+ ile özel bir röportaj gerçekleştirdik ve ayrıca Uluslararası Tasarım ve Mimarlık Ödülleri 2022'de Yaşam Alanı - Küresel Ödülü'ne aday gösterildik .
